Hizbullah Genel Sekreteri Seyyid Hasan Nasrallah, Lübnan’ın 2000 yılında İsrail işgalinden arındırılmasının yıldönümü olan Direniş ve Kurtuluş Bayramı dolasıyla yaptığı konuşmada, herhangi bir büyük savaşın tüm sınırları kapsayacağını ve İsrail sahalarının yüzbinlerce savaşçı tarafından daraltılacağını söyledi.

Direniş ve Kurtuluş Bayramı’nın 25 Mayıs 2000’de kazanılan zaferin hatırlanması için değerli bir fırsat olduğunu bildiren Hizbullah lideri, “Topraklarımızın bir kısmı hala işgal altındayken, İsrail düşmanıyla savaşın sona erdiğini düşünenler hayal görüyorlar. Elde edilen zaferi kaybetmeye çalışanlar var, bunu engellemeliyiz" dedi.

Lübnan’daki direniş tarihinde yaşanan büyük fedakarlık ve tecrübelerin genç nesillere aktarılması gerektiğine vurgu yapan Nasrallah, “Yeni nesillere ve Lübnan halkına, kazanılan zaferin karşılıksız değil, yıllarca süren fedakarlıkların sonucu olduğu hatırlatılmalıdır” ifadelerini kullandı.

Bölgede ve uluslararası arenada İsrail aleyhine, direniş lehine değişimlerin olduğunu belirten Nasrallah, "İsrail'in 2000 yılında Lübnan'dan ve Gazze'den çekilmesinden sonra artık Büyük İsrail denilen şey yok. Bugün İsrail duvarların ve ateşin arkasına saklanıyor ve Filistin halkıyla hiçbir müzakerede kendi şartlarını empoze edemiyor” dedi.

Arap Baharı ve Yüzyılın Anlaşması’yla girilen bahislerin çöktüğünü belirten Nasrallah, “Artık dünyada Amerikan hegemonyasının kalmaması ve işlerin çok kutuplu bir dünyaya doğru gitmesi, İsrail'i endişelendiren durumlardan biri. İsrail'in iç bölünmüşlüğüne karşılık, direniş cephesinin uyumu ve kararlılığı görülüyor” ifadelerini kullandı.

“İran Cumhurbaşkanı İbrahim Reisi'nin Suriye'ye karşı 12 yıllık küresel savaşın ardından ziyareti sırasındaki duruşu ve verdiği mesajların, direniş cephesinin tutarlılığını teyit ediyor” diyen Nasrallah, direniş cephesindeki mükemmel insan kapasitesine karşılık, İsrail’in insan gücünün azalması ve İsraillilerin savaştan kaçmasının görüldüğünü bildirdi.

Netanyahu'nun tehditlerine yanıt olarak "Büyük bir savaşla tehdit eden siz değilsiniz, sizi büyük savaşla tehdit eden biziz" diyen Nasrallah, “Herhangi bir büyük savaş tüm sınırları kapsayacak ve sahaları yüzbinlerce savaşçı tarafından daraltılacaktır. İnsani boyutta çok büyük üstünlüğümüz var” ifadelerini kullandı.

İsrail iç cephesinin ideolojik gerilemeyle karşı karşıya olduğunu söyleyen Nasrallah, İsrail’in iç cephesinin zayıf olduğunu ve İsraillilerin kaçmaya hazır olduğunu ifade etti.

Bölgedeki tüm direniş güçlerinin askeri gücünün büyüdüğünü söyleyen Nasrallah, Mescid-i Aksa’nın kurtuluşunun yanı sıra denizden nehire kadar Filistin’in kurtuluşuna olan umut ve zafere dair kesin bir inancın olduğunu belirtti.

İsrail’in bazı Arap rejimleriyle ilişkileri normalleştirmeyi başardığını ancak halklarıyla ilişkileri normalleştirmeyi başaramadığını vurgulayan Hizbullah lideri, İsrail’in, Arap rejimlerinin kendi halklarına normalleşmeyi empoze edemeyeceklerini anladığını bildirdi.

İşgalcilerin bölgedeki direniş güçlerini İran’ın vekili ve aracı olarak gösterip hafife aldığını söyleyen Nasrallah, bölgedeki direniş güçlerinin vekil olmayıp asıl olduklarını ve kendi kararlarını verdiklerini belirtti.

Filistin halkı ve diğer bölge halklarının direnişin sahibi olduğunu ve vekil olmadığını belirten Nasrallah, her ülke ve bölgedeki direnişin kendi kararını verdiğini, İran’ın ise maddi ve askeri destek sunduğunu ifade etti.

İsrail’in artık atacağı her adım için bin hesap yaptığını söyleyen Nasrallah, İsrail'in caydırıcı gücünün erozyona uğraması karşılığında direnişin caydırıcı gücünün artmasının Gazze'deki Özgürlerin İntikamı operasyonuyla görüldüğünü belirtti.

İsrail’in caydırıcılığını güçlendirmede başarısız olduğunu ve her saldırının bedelini ödeyeceğini anladığını söyleyen Nasrallah, İsrail’in turizmde yaşanan gerilemenin yanı sıra şekelin dolar karşısında değer kaybetmesi nedeniyle tehditlerinden geri adım attığını ifade etti.

Kudüs Haber Ajansı - KHA