Lübnan lirasının ABD doları karşısında 110.000 LBP ile 140.000 LBP arasında gidip gelmesiyle ülke 20 Mart'ta yeni bir felaket aşamasına girdi. Yerel kaynaklara göre işçi dernekleri ülke çapında grevler başlatırken, kuzeydeki Trablus kentinde başlayan büyük protestolar, artan yakıt fiyatlarına, ilaç kıtlığına ve siyasetteki tıkanıklığa yanıt olarak başkent Beyrut'a yayıldı.

The Cradle’ın önceki güne ait raporuna göre Lübnan Merkez Bankası Başkanı Riyad Selami'nin sınırsız miktarda ABD doları satacaklarına yönelik açıklamasının ardından döviz kuru istikrara kavuştu.

Arap basını, Çin'in aracılık ettiği İran-Suudi anlaşmasından dolayı, Lübnan’ın en büyük dış yardım bağışçıları olan Suudi Arabistan ve ABD arasında kapalı kapılar ardında büyük bir çekişmenin olduğunu ve dünkü kaosun, bu çekişmeden kaynaklandığını belirtiyor.

Lübnanlı Al Ahbar gazetesine konuşan diplomatik kaynaklara göre, Washington bu hafta, siyasi liderler Semir Caca, Velid Canbolat ve birkaç 'bağımsız' parlamento üyesi de dahil olmak üzere müttefiklerine, ABD'yi veya Suudi Arabistan'ı desteklemek arasında bir seçim yapmaya zorladı.

ABD büyükelçiliği, söz konusu müttefiklerine Batı mali yardımları, uzun süredir beklenen IMF kredisi ve bir açık deniz sahasından gaz çıkarmaya başlama anlaşmasının, Suudilerin yardımıyla değil, yalnızca ABD ile ilerleyecek anlaşmalar olduğunu hatırlattı.

Beyaz Saray’ın "Suudilere bölgedeki bazı çıkarları konusunda güvendiği", ancak büyüyen çatlaklar nedeniyle bu çıkarları "tehlikeye atamayacağını” belirttiği kaydedildi. Ayrıca Direniş Hareketi Hizbullah üzerindeki baskıyı hafifleten herhangi bir İran-Suudi anlaşmasının, Beyaz Saray'ın gözünde "ABD ulusal güvenliğine yönelik bir tehdit" olarak değerlendirileceği vurgulandı.

ABD Dışişleri Bakanlığı Yakın Doğu İşlerinden Sorumlu Yardımcısı Barbara Leaf, geçen Kasım ayında, Lübnan'daki durumun "devletin tamamen parçalanması ve güvenlik güçlerinin çökmesi" de dahil olmak üzere olası tüm olumsuz sonuçlara açık olduğu konusunda uyarmıştı.

Kudüs Haber Ajansı - KHA